Berlin’de bir insaatta ustabasi olarak çalisan Mehmet, üç kusaktir Almanya’da bulunan ailesiyle birlikte yasamaktadir. Ögle paydoslarinda sefertasiyla kocasina yemek getiren Dilber’e, dayanilmaz bir ilgi duyan Alman Mühendis Thomas, genç kadinin gizlice fotograflarini çeker. Thomas’in santiyedeki odasinda duvara asilmis fotograflari gören Mehmet, birden çilgina döner ve Dilber’i dövmeye baslar. Aralarina girip onlari ayirmaya çalisan mühendisin, bu itisme sirasinda duvara ittigi Mehmet, kafasina bir insaat çivisi saplanarak ölür. Olaydan sonra vicdan azabi duyan Thomas, özür dilemek için Mehmet’in ailesine gider. Ne var ki o ana kadar agabeyinin ölüm nedenini kaza sanan en büyük kardesi Mürtüz, Thomas’i öldürmeye kalkar. Ama araya girip töreleri hatirlatan büyükanne olayi yumusatmaya çalisir. Törelere göre ‘özür dilemeye gelip evlerine siginan Tanri misafiri öldürülemez. Ailesine ve törelerine baskaldirmayan Mürtüz, silahiyla Thomas’in evden çikmasini bekler. Günlerce süren bir tutsaklik sonucu Thomas bir yolunu bulup evden kaçmayi basarir. Özgürlügüne kavusan Thomas artik mutludur. Çünkü yalniz degildir. Ailesini terkeden Dilber yanindadir. Giderek psikopatlasan Mürtüz’ün gözleri önünde Berlin sokaklarinda Alman Thomas’la Türk Dilber el ele yürümektedirler..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder